Patara Antik Kenti ve Patara Plajı

Patara Antik Kenti ve Patara Plajı bu yaz es geçmemeniz gereken yerler arasında başı çekiyor… Eğer Kaş’a geldiyseniz veya Kaş civarı bir bölgede seyahat etmeyi planlıyorsanız bu el değmemiş plajları ve antik kentleri görmeden geçmemelisiniz.

Patara Antik Kenti Nerede?

Patara Antik Kenti Fethiye ile Kalkan arasında yer alan Xanthos Vadisi’nin güneybatısında, şimdiki adıyla Ovagelmiş Köyü sınırları içinde bulunmaktadır.

Patara Antik Kenti Tarihi

Burada tarihin asırlık bir zaman dilimini kapsayan nefes kesici bir manzaraya tanıklık etmeniz mümkün… Likya medeniyetinin en büyük ve önemli limanı olan Patara, dünyanın bilinen en eski fenerime ve parlamento binasına sahiptir. Buradaki parlamento binasının özelliği, tarihin ilk demokratik yöntemlerle sürdürülen parlamento binası olmasıdır. Ne büyük ayrıcalık öyle değil mi! Demokratik yönetim döneminde inşa edilmiştir ve diğer 6 Likya şehri arasından, Patara’nın 3 şehri oy hakkına sahipti. Her biri insanı büyüleyen ve adeta zamanda yolculuk yapıyormuşçasına muazzam bir his veren bölgelerdir. Buradaki arkeolojik kazılar sistemli ve oldukça sınırlı bir şekilde 1988 yılından beri devam etmekte…

Tarihi oldukça derinlere dayanan Patara, yalnızca Likya döneminde değil, Bizans döneminde de oldukça önemli bir yere sahipti. Noel Baba olarak bilinen ve Kuzey Kutbunda yaşayıp, geyikli kızağıyla gezerek çocuklara Noel zamanında hediyeler dağıttığı kişi olarak efsanevileşen Aziz Nicolas aslında Patara’da doğan bir başpiskopostur.

Muazzam Patara Plajı Nerede?

Antik kentin ilk şokunu üzerinizden attıktan sonra yürümeye devam ettiğinizde ikinci bir hayranlık verici şoka hazır olmalısınız. İşte karşınızda o çok ünlü Patara Plajı… Sonsuz, uçsuz bucaksız görünen ve 16 km uzunluğundaki plaj, daha önce gördüğünüz tüm plajları unutturacak kadar görkemli bir yapıya sahip.

Patara Plajı Caretta Carettalar

İnsana yaşama sevinci veren bir diğer harika olay ise Patara Plajı’ndaki caretta carettalar! Burası onların yumurtlama alanıdır ve WWF (World Wide Fund for Nature) tarafından korunmaktadır. Burası sıkı bir korunma altındadır. Öyle carette carettaları korkutmamak adına, geceleri sahile girip ışık yakmak dahi yasaktır. Çünkü caretta carettalar, yumurtadan yeni çıktıklarında karşılarında beliren denizin parıltısını takip ederek denize ulaşıyorlar. Masal gibi, öyle değil mi?

 

Patara Plajı çoğu zaman rüzgarlı bir iklime sahip olduğu için su sporları yapmak isteyenler için avantaj sağlıyor. Özellikle surf sporu için hem ambiyans olarak hem de iklim olarak muazzam bir mekan sunuyor. Sörf etkinlikleri de sık sık düzenleniyor. Patara bu yaz sörfçüleri bekler!

  

Patara Plajı denizi sığ olduğu için yüzme bilmeyenler ve çocuklar için de uygun bir yapıya sahip. Her yönden, her özelliği ile kalbimizi çalıyor Patara!

Patara Plajı Çöl Gibi Mi?

Biraz da Patara Plajı tarihinden bahsedecek olursak, geçmiş dönemlerde Büyük İskender’in filosunu burada dinlendirdiği bilinir. Büyük İskender’in neden burayı tercih ettiği açık aslında… Buradaki rüzgar ve dalgaların sesi, bir araya geldiğinde huzurlu bir melodiyi anımsatıyor.

Patara Plajı çöl yapısına benzeyen doğası ile tüm ziyaretçilerini şaşırtıyor… Ayrıca bir diğer ilginç bilgi ise, eski Türk filmlerindeki çöl sahnelerinin Patara Plajı’nda çekilmiş olduğuydu. Hani şu meşhur “Yeşil vadi bizimdir” filminin sahnelerini, Adile Naşit’in, Kemal Sunal’ın, Ayşen Gruda’nın, Şener Şen’in kumlarında yuvarlanmasını hatırlamayan yoktur sanıyoruz ki…

Patara Plajı’nda bu kadar ayrıntılı bahsederken, buranın sunduğu gün batımı manzarasından bahsetmeden geçmek olmaz… Alan derinliği ve konumu itibariyle öyle bir ambiyansa sahiptir ki, güneşin ufuk çizgisinden inip kaybolmasını asla istemez, bu manzara sonsuza kadar sürsün istersiniz. Burada yapılabilecek en güzel aktivite, yanınıza bir şişe şarap alıp sevdiklerinizle birlikte güneşin batışını izlemektir. Başka bir insanın anlatmasıyla asla deneyimleyemeyeceğiniz, ancak yaşayınca bileceğiniz bir muazzamlık söz konusudur. Eğer henüz hala tanışmadıysanız, bu yaz mutlaka Patara Plajı’nı görmeden geçmeyin deriz.

Xanthos Antik Kenti ile Tarihi Yolculuğa Çıkın

Xanthos şehri, İsa’dan önce 545-546 yıllarında Harpagos tarafından kuşatılmıştır. Xanthoslu halk, bu kuşatmaya karşı koymuş ve uzunca bir süre direnmişlerdir. Fakat tüm çabaya rağmen dirençsiz kaldıklarında, çok sayıda kişinin ölümüyle sonuçlanan bir savaşın ardından şehir Harpgos’a kalır. İsa’dan önce 475-450 yulları arasında Xanthos, bir yangın ile karşı karşıya kalır. Büyük İskender bu olaydan sonra şehri ele geçirmiştir. Büyük İskender öldükten sonra Aanthos, İsa’dan önce 309 yılından itibaren Mısır Hanedanı, Suriye Kralı 3. Antiokhos’un egemenliği altına geçmiştir. Çok değerli bir bölge olduğu bu güç savaşlarından da anlaşılmaktadır. Yine kaderi gülmeyen şehir Xanthos, İsa’dan önce 42 yılında Romalı Brutus tarafından yerle yeksan edilmiştir. Fakat bu vahim olayın ardından İmparator Marcus Antonius’un çabasıyla şehir yeniden imar görmüştür. İmparator Vespasianus  adına yaptırılan ve günümüze kadar kalan yapılar, bu dönemin eserlerinden meydana gelmektedir. Bizans egemenliği sırasında piskoposluk merkezi olan Xanthos, bu dönemde birçok yeni yapıya kavuşmuştur. 7'nci yüzyıl sonrası Arap akınları şehrin önemini yitirmesine sebep olmuş ve 1938 yılında Charles Fellows’un burayı keşfedip bazı kalıntıları Londra’ya taşımasına kadar ufak bir köy kimliğiyle yanı başındaki Kınık’ta yaşamını sürdürmüştür.

Patara Antik Kenti Hikayesi

Patara, Antalya'nın Kaş ilçesinin Kalkan beldesine bağlı bir antik kenttir. Xanthos Vadisi'nin güneybatısında bulunan ve Tepecik Akropolü'ndeki kazılarda ele geçen seramik parçalarından M.Ö. 8. yüzyılda var olduğu kesinleşmiştir. Uzun süre 'ışık ülkesi' anlamına gelen Likya birliğinin başkenti olması ile de önem kazanmıştır. Kentin adı Hititçe Patar; Likya dilinde ise Pttara olarak kullanılmış ve bugünlere Patara olarak gelmiş bulunmaktadır.

Sizin İçin Seçtiklerimiz